İşletmeler, sürdürülebilirliğe duyarlı çalışarak, hem içinde bulunduğu çevreye hem de sorumlu olduğu topluma ve dünyaya ilişkin sorumluluklarını yerine getirmeyi hedefler. Tüketici bilincinin yükselmesiyle oluşan talepler ve beklentiler; yasal uygulamalar ve sürdürülebilirlik hedefleri gibi etkenler, organizasyonlarda yeşil iş uygulamalarını zorunlu kılar. Tedarik zinciri, iş süreçlerinin doğası gereği, en fazla enerji tüketimini ve endüstri kaynaklı çevresel etkileri %90 oranında kapsadığından, bu süreçlerin yeşil iş uygulamalarıyla çalışılmasının sürdürülebilirlik açısından önemi kritik düzeydedir. Tedarik zinciri yönetiminde, organizasyonların sürdürülebilirlik sorumluluğu olan yeşil tedarik zinciri konusunu sizler için derledik.

Sürdürülebilirlik ve Yeşil İş Kavramları

Modern iş dünyasının kuşkusuz en önemli gündemi olan sürdürülebilirlik ve yeşil iş kavramları, günümüz iş dünyasında önemli bir yer tutar. Yeşil iş uygulamaları, işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine varmalarında etkili çabaların sistemli şekilde iş süreçlerine uygulanmasıdır. Sürdürülebilirlik, organizasyonların faaliyetlerini etik, çevresel ve toplumsal sorumluluklarla uyumlu bir şekilde yönetmesini amaçlar. Küresel çapta, kurumsal ya da kurumsallaşma sürecindeki tedarik zinciri işletmeleri, iş süreçlerinde rol oynayan sosyal, çevresel ve ekonomik faktörlerden kaynaklanan sürdürülebilirlik risklerinin yönetilmesini ve yeni fırsatlar yaratmayı önemsemek zorundadır.

Sürdürülebilirlik kapsamında işletmeler, toplumsal ve çevresel sorumlulukları gözeterek çalışmaya odaklanırlar. Başka bir deyişle, işletmelerin kararlarını alırken sadece ekonomik getiriler gözeterek değil, aynı zamanda çevresel ve toplumsal etkileri de düşünmesini sağlayan bütünsel bir yaklaşımdır. Bu bütünsel yaklaşım, birbirini etkileyen konuların bütünlük arz edecek şekilde düşünülmelidir. İşçinin emeğine saygı, adil yönetim ve ticaret uygulamaları, topluluk katılımı ve sosyal etki gibi konular, sürdürülebilir iş modelleri yaratmanın odağında yer alan önemli unsurlardandır. Yeşil iş uygulamaları ise uzun vadede çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine odaklanan ve özellikle çevresel etkileri azaltmayı amaçlayan stratejileri ve çabaları içerir. Tüm bu konular iş süreçlerinde birbirini destekler şekilde yönetilmelidir ve işleyişe yansıtılmalıdır.

Sürdürülebilirlik Çerçevesinde Yeşil Tedarik Zinciri Yaklaşımı

Dünyanın kısıtlı kaynakları, iklim değişiklikleri, küresel sorunlar ve sosyoekonomik değişimler gibi önemli dinamikler, “sürdürülebilirlik” kavramını, tedarik zincirinde gündemin ilk sırasına taşır. Sürdürülebilirlikte yeşil iş uygulamaları, bir organizasyonun tedarik zinciri süreçlerini, çevresel etkileri göz önüne alarak düzenlemeler sağlamasını ifade eder. Söz konusu çevresel etkileri en aza indirme ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma amacı taşıyan çeşitli uygulamalar, organizasyonların stratejilerine ve operasyonlarına yansır. Yeşil iş uygulamalarının iş süreçlerine uyarlanması, tedarik zincirinin modernleşmesini ve ilgili süreçlerin toplumsal duyarlılıkla sürdürülebilirliğe katkıda bulunması ya da doğaya daha az zarar vermesini sağlar.

Kuruluşların, iş süreçlerinde sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasını sağlayan çevre dostu alternatifler kullanması, çevreye daha duyarlı stratejiler geliştirmesi, üretim alışkanlıklarını değiştirerek yeşil uygulamalarına geçmeleri, günümüz koşullarında, zorunluluk haline geldi. Tedarik zinciri yönetiminde doğal kaynakların daha etkili bir şekilde kullanılmasına yönelik olarak eylemler sistematik şekilde planlanmalıdır. Bu planlı çabalar kapsamında ayrıca atık üretiminin azaltılması, enerji verimliliğinin artırılması ve genel olarak çevresel etkilerin azaltılması gibi hedeflere yönelik çözümlerin stratejik olarak uygulamaya dönüştürülmesi ve genel bilinci yansıtacak şekilde iş süreçlerine uygulanması sağlanmalıdır. Tedarik zinciri yönetiminde yeşil iş uygulamaları, işletmelerin gerek faaliyetlerinde gerekse stratejilerinde, çevresel sürdürülebilirlik anlamında ufak adımlar atmaktan ziyade, köklü iş farklılıkları yaratılmasını gerektirir.

Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi

Yeşil tedarik zinciri yönetimi, modern tedarik zinciri yaklaşımının çevresel sürdürülebilirlik yöntemleriyle planlı ve bütünleşik şekilde uygulanmasıdır. Üretimden tedarike, malzeme seçiminden atık yönetimine, lojistikten enerji sarfiyatına kadar tüm süreçler, yeşil iş uygulamalarıyla yönetilir. Çevresel etkinin verimli şekilde sağlanması için yeşil iş uygulamalarının yöntem seçiminde, stratejik yönetim, avantajlar ile dezavantajlar gibi kriterler göz önüne alınır.

İşletmenin iş gücü ve ihtiyaçları özelinde en verimli olanın hangi yöntemler olacağına ilişkin karar, çeşitli saha çalışmalarına ve araştırma verilerine dayalıdır. İşletmenin enerji verimliliği, atık yönetimi, karbon azaltımı ve çevre dostu üretim gibi çeşitli alanlarda hedefleri belirlenerek, işletmeyi bu hedeflere ulaştıracak gerçekçi çözümler geliştirilir ve yeşil tedarik zinciri yönetimi bu yönde uygulanır.

Yeşil Tedarik Zinciri Yönetiminin Avantajları

Yeşil tedarik zinciri yönetiminin sunduğu çeşitli avantajlar, yalnızca çevresel etkilerin azaltılmasıyla sınırlı olmamakla birlikte, organizasyonun belirli hedefleri veya ilkeleri benimsemesi ve çevreye olumlu katkılar sunması bağlamında, geniş kapsamda düşünülmelidir. Enerji kullanımında, temiz enerji kaynaklarının kullanımıyla işletmeler çevresel sürdürülebilirliğe önemli ölçüde katkı sağlar. Yakıt tüketiminin azaltılması CO2 emilimini azaltmayı da beraberinde getirir. Yenilenebilir enerji kullanımı için gerekli AR-GE çalışmaları ve alt yapı sistemleri kurularak uzun vadede tedarik zinciri işletmesinin çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasındaki en önemli adım atılabilir. Ayrıca atık yönetimi kapsamında atıkların azaltılması, değerlendirilmesi, dönüştürülmesi gibi seçenekleri daha az atık yaratmayı ve bu anlamda kurumsal bir şuur oluşturmayı beraberinde getirir. Hammaddelerin geri dönüşüm yoluyla yeniden kullanılması da hammadde kullanımında avantaj sağlar. Yeşil uygulamalar üretim maliyetlerinin azalmasını ve karlılığı artırmayı sağlar, daha düşük maliyetlerle üretim imkânı yaratır. Daha düşük fiyatlar, müşteriyi memnun ederek, müşterilerin algısında pozitif katma değer oluşturur. Pazarda gelişmeye ve yeni pazarlara açılma olanağı doğar.

Güçlü bir yeşil tedarik zinciri yönetimi sağlamak için, operasyonel risk yönetimi gelişmiş ve toplumun, tüketicilerin ya da paydaşların taleplerine, beklentilerine duyarlılıkla karşılık verebilen bir faaliyet niteliği geliştirmek gerekir. Böylece, sadece kâr odaklı yönetilmeyen, aynı zamanda sürdürülebilirlik hedefleri ve bilinci de olan tedarik zinciri işletmeleri, tüketiciler ve yatırımcılar gibi özel hedef kitle gruplarına karşı güven yaratabilir veya mevcut güveni pekiştirebilir. Bu sayede tedarikçilerle daha iyi entegrasyon, uzun vadeli güçlü paydaş ilişkileri kurma ve kurumsal değer yaratma gibi önemli dolaylı avantajlar sağlanabilir. Bu bağlamda, sürdürülebilirlik ve yeşil iş çerçevesinde yönetilen tedarik zinciri işletmeleri, uzun vadeli hedeflerine ermede muvaffak olur, itibarına ve diğer nihai hedeflerine olumlu katkılar sağlar. Yoğun rekabet ortamında son derece önemli bir rekabet avantajı elde eder. Bu nedenle, tedarik zincirinde işletmelerin yeşil iş ilkelerini benimsemesi, hem çevresel sürdürülebilirlik hem de toplumsal sorumluluk açısından önemli sonuçlar yarattığı gibi, kendi başarılarını da kuvvetlendirir.

 

 

 

HIZLI - KOLAY - GÜVENİLİR - SÜRDÜRÜLEBİLİR - HATASIZ


Go To Top