Küresel dönüşüm ihtiyacı, bütünsel bilince hizmet eden kuruluşların küresel ekonomide parlayacağına, diğerlerinin ekonomi sahnesinde arkalarda kalacağına işaret ediyor. Bu nedenle sürdürülebilirlikle ana hedefi küresel dönüşüm, yalnızca karlılığın artışını ve büyümeyi de tetikleyen bir konu olmaktan ziyade, toplum ve gezegenimiz yararına düşünülebilecek, geniş kapsamlı bir küresel gündem olarak ele alınmalı.

Deloitte’un raporlarına göre, dünyada iklim krizine neden olan karbon salınımının %70’i, tedarik zincirinden kaynaklanıyor. Tedarik zincirinin, ürün veya hizmetlerin üreticiden başlayarak nihai tüketiciye ulaşmasına kadar gelişen tüm operasyon süreçlerini kapsadığı düşünüldüğünde, bu oran pek de şaşırtıcı sayılmaz. Bu nedenle, küresel bir dönüşümün sağlanabilmesi için tedarik zincirinde şirketlerin sürdürülebilirliğe yatırım yapmaları, küresel gündemin en kritik başlığı haline geldi. Elbette bu yatırımların gerçekleşmesinin temelini, yöneticilerin, en az zararla iş süreçlerini sürdürmek için farkındalık geliştirerek vizyonunu yenilemeleri oluşturuyor.

Tedarik Zinciri Sürdürülebilirliği Nedir?

“Tedarik zinciri sürdürülebilirliği” kavramı, literatürde birçok tanımla ifade edilse de, en genel ifadeyle: Bir üreticinin, tedarik zinciri ortaklarıyla stratejik işbirliğinde yer alan tüm ürün ve hizmetlerini; çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri açısından iyileştirmek üzere, belirli yönetim ilkeleriyle yönetmesi, olarak tanımlanabilir. Sürdürülebilirlik, iş süreçlerinin (insan kaynağından teknoloji kaynağına, stok yönetiminden lojistiğe; dağıtım, satış, müşteri ilişkileri, depolama gibi...) her aşamasında farklı boyutlarıyla rol alabilir. Yine de konuya bütünsel bir bilinç düzeyinde yaklaşan şirketler, iş uygulamalarında sorumluluk alarak, tedarik zincirinin sürdürülebilirliği üzerine etkili faaliyetler ortaya koyar. 

Sürdürülebilirlik, ilişkili problemlerin birbirini tetiklemesi nedeniyle, tedarik sürecinde yer alan tüm aşamalarda çok boyutlu ve bütünsel olarak değerlendirilmelidir. Üstelik, bu bilinci yaygınlaştırmak gezegenin refahı için hayati önem arz eder. Bu nedenle tedarik zincirinde her ölçekten şirket, iş gücünün ve operasyonel süreçlerinin doğasına paralel olarak, sürdürülebilirliğe yatırım yapmalıdır.

Sürdürülebilirlik Yatırımları Neden Önemlidir?

Şirketlerin, konumlandırılan piyasada büyümesi hedeflenir. Ancak, 1972 yılında yayınlanan “Limits Of Growth” isimli raporda, ilk kez ortaya koyulan verilere göre, aslında ekonomide “sonsuz büyüme” mümkün değildir. Diğer yandan ekosistemin korunması ve ekonominin devamı için sürdürülebilirlik önlemlerinin alınması ve tedbirler paralelinde iş süreçlerinin yenilenmesi gerekir. Dünyanın geleceğine ilişkin sorumlulukları açısından kuruluşların, ekosisteme karşı duyarlılık ve farkındalık geliştirmesi, ticaret sahnesinde aldığı rolü sağlamlaştırmaya ve büyütmeye büyük ölçüde katkı sağlar. Bu sayede büyüme, sürdürülebilirliğin uzun vadede neticesi olarak, belli bir oranda kendiliğinden gelişebilir. Dolayısıyla, kuruluşların büyüme odaklılıktan ziyade, sürdürülebilir iş yapmaya odaklanması ve buna yönelik yatırımlarını artırması gerekir. Şirketlerin yeşil bilince göre faaliyetlerini yenilemesi ve küresel karbon emisyonunu azaltmak üzere, iş süreçlerini iyileştirmesi küresel çapta önem taşır. Uzmanlara göre yakın gelecekte sürdürülebilirlik temalı değişimler için önemler alınması kararı, işletmeler için bir varoluş kararına dönüşebilecek kadar kritik hale gelecek.

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri için Uygulanabilecek Başlıca Eylemler

Tedarik zincirinde sürdürülebilirlik, sürekli gelişen bir araştırma alanı olarak tanımlanır. Şirketlerin de sürdürülebilirlik çalışmalarını, gelişmelere paralel olarak değerlendirip geliştirmeleri ve yenileyerek sürdürmeleri gerekir. Bu yaklaşımı geliştirmek, yönetim anlayışında ileri görüşlülükle ve yenilikçi tutumla olanaklı olabilir. IBM (NYSE: IBM) İş Değerleri Enstitüsü (IBV) tarafından, bu yıl yapılan araştırmaya (Own Your Impact araştırması) göre, görüşülen 3binden fazla CEO’nun büyük bir kısmı sürdürülebilirlik konusunda eyleme geçilmesini önemsiyor. Küresel çaptaki katılımcı CEO’ların yüzde 95’i, sürdürülebilirlik stratejilerini uygulamada en azından pilot aşamada olduklarını ifade ederken, yüzde 23’ü konuyu tüm kuruluşlarında eyleme geçirdiğini belirtti.

  • Stratejik olarak Planlanmış Sürdürülebilirlik Hedefleri Oluşturmak 
  • Sürdürülebilirliğe ilişkin stratejik bir yönetim modeli geliştirmek
  • Alt yapı sistemlerini ve operasyonları sürdürülebilirlik gereksinimlerine uyarlamak
  • Sürdürülebilirliği bir kurumsal kültür unsuru olarak benimsemek
  • Operasyonel süreçlerde bütünsel bir sürdürülebilirlik politikası izlemek
  • Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na katkı sağlayacak, sürdürülebilirlik performansları geliştirmek (Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (UN Global Compact) 10 ilkesini iş süreçlerinde titizlikle uygulamak)
  • Toplumsal Kalkınmaya sürdürülebilirlik açısından katkı sağlayacak kararlar almak
  • İstihdamda çalışma koşullarını, iş ortamını etik ahlaki değerlerle yenilemek
  • Yeşil Bilincini kurumsal kültürün bir parçası haline getirmek
  • Üretimden tüketiciye kadar uçtan uca her süreçte, karbon ayak izini azaltmaya yönelik yaptırımlara gitmek
  • Yeşil enerji, yapay zekâ yatırımlarıyla iş süreçlerini çevre dostu ve verimli hale getirmek
  • Bilgi ve iletişim teknolojilerinden faydalanmak, blokzincir (blockchain) gibi çağın önemli gelişmelerini iş süreçlerinde uygulamak
  • Depolamada ve lojistikte sürdürülebilirlik uygulamaları izleyerek; daha güvenli depolama, nakliye ve üretim sağlamak ve böylece sağlık ve güvenlik maliyetlerini düşürmek
  • Çalışanların iş gücünü daha verimli işlere yönlendirerek, iş motivasyonunu artırmak üzere EDI vb. yazılım çözümlerinden yararlanmak
  • İklim riski yönetimi, enerji ve emisyon yönetimi konularında şirket özelinde stratejik eylemleri hayata geçirmek
  • Geri dönüşüm, yeniden kullanım gibi yeşil çözümler için tasarım, paketleme ve ambalajlama gibi süreçleri yenilemek
  • Çevresel ve yeşil dostu satın alma taktikleri ve kararları uygulamak
  • Ürün ve hizmetlerin sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak şekilde üretimine geçmek
  • Daha iyi çalışma koşulları geliştirmek, işe alım sirkülasyonunu azaltmak, iş doyumunu, memnuniyetini ve işe bağlanma gibi konularda iyileştirmeler ortaya koymak
  • Çalışanların gelişimini, eğitim ve iş kapasitesini artırmasını desteklemek
  • İştiraklerde, tedarikçilerde, bayi yetkili satıcı ve servislerde sürdürülebilirliği teşvik etmek
  • Tedarikçi seçim ve denetim süreçlerini sürdürülebilirlik ilkelerine göre değerlendirmek
  • Sürdürülebilirlik risklerini azaltmak ve ortak bilince katkı sağlamak için sosyal sorumluluk çalışmaları ortaya koymak
  • Sürdürülebilirlik politikalarına ve eylemlerine ilişkin toplumu ve iş birliği kurulan şirketleri bilgilendirmek, ortak bilince katkı sağlamak
  • Farkındalık geliştirme, uygulama, değerlendirme ve yenilenerek sürdürme prensibini, tümm süreçlerde döngü halinde devam ettirmek

İklim krizinin derinleşmemesi, tedarik zincirinde rol alan kuruluşların ortak sürdürülebilirlik hedefi paylaşmaları ve böylece ortak bilincin yükselmesini sağlamalarıyla gerçekleşebilir. Sürdürülebilir tedarik zinciri elde edebilmek için şirketlerin, tüm tedarik zinciri boyunca; çevresel, sosyal, ekonomik ve yasal boyutlarıyla konuyu masaya yatırması ve bütünsel bir yaklaşım sergilemesi gerekir. Şirketler, atık ve çevresel ayak izini azaltırken bir yandan da risk yönetimini güçlendirebilir ve çalışma koşullarını iyileştirebilir ve bu sayede sürdürülebilirliği farklı boyutlarıyla gündemine taşıyarak uygulayabilir.

Sürdürülebilirlik temelinde, kurumsal risk yönetiminde; kar ve etik arasındaki dengeyi sağlamak, hedefler belirlerken kısa vadeli kazançlara değil uzun vadedeki getirilerle maliyetlerin dengesine odaklanmak ekonomik boyutta sürdürülebilirliği sağlamanın anahtarıdır. Aynı şekilde şirket politikalarının, toplum ve çevre yararına düzenlenmesinde de uzun vadeli sonuçların değerlendirilmesi gerekir. Çalışanlara adil davranılması, kurumsal itibara uzun vadede katkı sağlayan kuruma ilişkin algının yönetilmesinde önemli bir konudur. Kurumun iletişimini iyileştirmesi, çalışanların refahını ve iş doyumunu artırmaya yönelik eyleme geçmesi ve çevre dostu yeşil bilince uyarlı uygulamaları eyleme geçirmesi de aynı şekilde, yönetim kararlarındaki değişikliklerin, kademeli ve istikrarlı şekilde devamlılığıyla sağlanabilir.

 

İlgili Kaynaklar:

IBM Institute for Business Value https://www.ibm.com/thought-leadership/institute-business-value/c-suite-study/ceo?fbclid=IwAR3Voxxvj7xYDLYgVNqIUAmq5T-k5lO9Ei-DLg3j4yHz0woCSETP2uyd104

 

Han, Y., Goetz, S. J., & Schmidt, C. (2021). Visualizing Spatial Economic Supply Chains to Enhance Sustainability and Resilience. Sustainability, 13(3), 1512. https://doi.org/10.3390/su13031512

 

 

 

 

HIZLI - KOLAY - GÜVENİLİR - SÜRDÜRÜLEBİLİR - HATASIZ


Go To Top